Babil Kulesi’nden Tevratta ve Kuran-ı Kerimde bahsedilmiştir. Dünyanın birçok yerinde efsaneleşmiş olan bu kule tanrıya ulaşmak için inşa edilmiştir. Babil kulesi yaklaşık 5000 yıl önce Sümerliler tarafından yapılmıştır. Sümerlilere göre yüksekte olan her şey tanrı ile aralarında kurabilecekleri bir bağdı. Hatta uzun bir ağacı yer ile göğü birbirine bağladığı için kutsal sayılırdı. Çünkü büyük bir ağaç yer ve göğün birleştiği yerdi. İşte bu yüzdendir ki bu kutsal ağacı temsilen Babil Kulesini inşa etmişler.
Tevrata göre ise bu kule Hz. Nuh‘un torunları tarafından inşa edilmişti. Babil kulesini, gökyüzüne çıkabilmek ve tanrının oturduğunu düşündükleri yere ulaşabilmek için yapmışlardı. Böylece tanrıyı göreceklerini ve bir bağ kuracaklarını sanıyorlardı.
Babil Kulesi Neden Yapıldı
85 milyon tuğla ile inşa edilen kule 90 metre yüksekliğindeydi. Genişliği de 90 metre olan kule 7 katlıydı. En üst katı 15 metre olan kulenin birinci katı 33 metre, ikinci katı 18 metre, üç, dört,beş ve altıncı katları ise 6′ şar metre yüksekliğine sahipti. İnançlara göre tanrı Marduk, Babil Kulesine gelecek ve yalnızca orada görülecekti. Bu yüzden 7. katı tanrı Marduk için hazırlanmıştı. Tanrı için yemek yatağı yapmışlardı. Hatta yemek yatağının yanında altın kaplama bir yemek masası da vardı. Tanrı Marduk yemeğini oturarak yiyemezdi çünkü tanrılar ve asil kişiler yemeklerini yatarak yerdi. Günümüzde yatakta yenen yemeklerin bu şeklide ortaya çıktığı düşünülüyor. Tanrı Marduk’u beklemesi için her gece 7. kattaki odada güzel bir kız bulundurulurdu. Bu güzel kız tanrıyı karşılayacak ve hizmetini yapacaktı. Normal insanlar 7. kata çıkamazdı. Çünkü akılları ve bedenleri bu karşılaşmaya dayanamazdı. O yüzden normal insanlar 1. katta dua eder ve orada tanrıyı beklerdi. Daha üst katlara ise yalnızca rahipler çıkabilirdi. 1. kat taşı, 2. kat ateşi, 3. kat bitkileri, 4. kat hayvanları, 5. kat insanları, 6. kat gökyüzünü, 7. kat ise melekleri sembolize ederdi.
Babil Kulesi Nerede
M.ö. 479 yılında Babil işgal edilmiş ve krallar tarafından Babil Kulesi yıkılmıştır. Daha sonra da hiç onarılmamıştır. Ancak, Babil Kulesine gelen Büyük İskender harabe olan kuleye hayran olmuş ve tekrar eski haline getirmeye karar vermiştir. 10.000 kişiyi bir araya getirerek kulenin bütün molozlarını ancak 2 ayda temizletebilmiştir. Büyük İskender’in ölümünden sonra kulenin eski haline getirilmesinden vazgeçilmiştir. Büyük İskender sıtma hastalığı sonucu hayatını kaybetmiştir.
Eski bir şehir olan Babil, Bağdat’ın 100 km kadar güneyinde bulunur. Şehirde yaşamın olduğu dönemde Fırat Nehri Babil Şehrinin tam ortasından geçmekteydi. Bulunan yazı tabletlerine göre M.Ö. 275 yılında şehrin terk edildiği sanılıyor. Fırat Nehri’nin doğusunda kalan bölgenin kalıntıları hala görülmektedir. Irak’taki El Hilla kasabasının bugünkü konumu Babil şehrinin merkeziydi. Babil Kulesi eski çağların 7 harikasından biriydi. Günümüzde Babil şehri diye bir yer yoktur. Babil şehri şu anda konum olarak Irak sınırları içindedir. Bugün Babil’den ve Babil Kulesi’nden geriye sadece adı kalmıştır. Rönesans döneminde babil kulesi bir çok ressamın dikkatini çekmiş ve tüm gerçekliği ile canlandırılmak istenmiştir. 9. yüzyıldaki tarihçilerden olan EL-Tabari, peygamberler ve krallar tarihi adındaki yapıtında yazdıklarına göre Nemrut, Babil Kulesini inşa ettirir. İnsanların kibirlerini ve ona ulaşmaya çalışılmalarına tanrı çok kızar ve Tanrı bu kuleyi yıkar. Tüm insanlığın konuştuğu tek dili 72 dile böler. İnsanlar arasında anlaşmazlık sağlayarak iletişimi engeller.
Babil Kulesi Neden Çöktü
Birçok efsanelerde ve kaynaklarda geçen Babil Kulesi dünyanın yedi harikalarından biri Babil asma bahçelerinin arasında bulunur ve Tanrı Marduk adına yaptırılmıştır. Tevrata göre ise Nuh’un soyundan gelenler bu kuleyi inşa etmişlerdir. Kule 7 katlı olup Tanrıya ulaşmak için yapılmıştır. Efsaneye göre kule inşa edilmeden önce dünya üzerinde herkes aynı dili konuluyormuş; Tanrı kuleyi inşa eden her insana ayrı bir dil vermiş ve onları dünyanın farklı noktalarına atmıştır. Böylece diller ortaya çıkmış ve farklı bölgelerdeki insanlar farklı dilleri konuşmaya başlamıştır. Babil kelimesi Tanrının kapısı anlamına gelmektedir. Tanah adlı kitapta Babil kulesinde sıkça bahsedilmiştir. İslami kaynaklarda da Babil kulesi Mısır’da geçmektedir.
Babil şehiri M.Ö. 23 yüzyılda Mezopotamyada kurulmuş Babil devletinin başkentidir. Bugünkü Irak’ın Bağdat şehrinin güneyine düşen bir devlettir. Tufan olayı bu devlete rastlar.
Şehir ilk defa Büyük Kiros tarafından ele geçirilir.
Sümer temelinin üzerine kurulur. Babil devletinin 6. hükümdarı Hammurabi döneminde Babil devletin başkenti olmuştur. Hammurabi Larsa Kralı RimSin’i devirip Sümer ve Akad’ın da kralı olmuştur. Hammuabi sınırlarını Niniveye ‘ye kadar genişletti ve devlet en parlak dönemini Hammurabi zamanında yaşadı. Hammurabi yasalarını çıkartarak kendi kurallarını koymuştur. Birçok ülkeyi kendi birliği altında topladı. Sümerce yazılmış birçok destan ve eser Babilceye çevrildi. Dönemin en büyük eseri Hammurabinin yazdığı kendi adını taşıyan Hammurabi yasalarıdır. Daha sonra Hitit Krali 1. Murşilin’i Babil’i talan ederek işgal etti.
Babilin talan edilmesiyle antik yapılarına ve görüntüsüne zarar geldi Büyük İskender Babili aldığında bu görüntünün onarımı için birçok insan tuttu ama onarımın bitmeden hayata gözlerine yumdu ve daha İskenderden sonra bir daha kimse böyle bir şeye kalkışmadı. Büyük İskenderin ölümünden sonra Babil’i Selevkoslar işgal eder ve Babil bölgesinde yaşayan insanları başka bir bölgeye tecrit ettirirler ve böylece Babil tarihten silinir. Babil de dünyanın yedi harikasından biri sayılan ve M.Ö. 7. yüzyılda Kral Nebukadnezar tarafından karısı için yaptırıldığına inanılan asma bahçelerine sahiptir.
Bu dönemde sanat, mimarî, astronomi, matematik, tıp ve felsefe gibi alanlarda büyük bir gelişme yaşanmıştır. Babiller kültüre ve sanata önem vermişlerdir. Babilliler, günümüzde zaman ve derece hesaplamaları için kullanılan 60’lık sistemi geliştirmişler, tapınaklar üzerine dikilen ve günümüzdeki gözetleme kulelerini inşa etmişlerdir. Bu da bilim ve sanatta ne kadar ilerlediklerini göstermektedir.
Kuran’da Babil şehrinden Bakara Suresin’de bahsedilir. İnsanları imtihan etmek için Harut ve Marut isimli iki melek Babile gönderilir insanlara büyü ve sihirin kötü olduğunu söylerler ama insanlar kötü büyüler yapmaya devam eder daha sonra insanlar Allah’ın rüzgarıyla bir yerde toplanır ve bu bölgeye Babil denir. İnsanlar tekrar bir rüzgarla başka bölgelere dağılırlar Öyküye göre Nimrod Babil’de bir kule inşa ettirir Allah bu kuleyi yıkar ve o zamana kadar aynı dili konuşan insanların dilini 72 ye ayırır ve insanları farklı noktalara atar. İbrahim’in atası Hud’un kendi dilini İbranice konuşmasına etmesine izin verir bunun nedeni Hud’un Babil kulesinin yapımına katılmamış olmasıdır. Yedi katlı bir ziggurat olan Babil Kulesi’nin her katı, Tanrıya ulaşılan yolda bir aşamayı simgeler birinci katı taşı, ikinci katı ateşi, üçüncü katı bitkiyi, dördüncü katı hayvanı, beşinci katı insanoğlunu, altıncı katı güneşi ve gökyüzünü,yedinci Katı ise melekleri sembolize edecek şekilde inşa edilmiştir. Tanrı insanoğlunun kendisine yaklaşmasına kızmıştır ve kule çökmüştür.
Bu yazı www.gizemlidunyam.com Sitesine Aittir. Kaynak Gösterilmeden Başka Sitelerde Yayınlamak Yasaktır.