Kıymetli kardeşlerim. Maalesef günümüzün en büyü problemlerinden biri haline gelen “hurafe” gün geçtikçe önü alınmaz bir hal almaya başlamıştır. Bu yazımızda sizlere “Hurafe nedir? Hurafe nasıl ortaya çıkmıştır?” gibi soruların cevaplarını vermeye çalışacağız.
Hurafe nedir?
Kısacası, aslında içinde art niyet olmayıp tamamen safiyane duygularla veya birilerini yüceltmek için söylenen olağanüstü hikayeler ve İslamın içinde olmayıp da islami değerler gibi kabul görünen şeyler Hurafe nedir? sorusunun cevabıdır. Hurafeyi şeytanın İnsana kurmuş olduğu tuzaklardan biri diyebiliriz. Şeytanın insanlar üzerinde kurmuş olduğu tuzaklar ile alakalı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Yukarıda yapmış olduğumuz tanımı geniştletecek olursak, her yöreye ait olan gelenek ve görenekler zamanla hurafe haline dönüşmeye başlar. Yada bazı düğün adetleri zaman içinde hurafe haline gelebilir. Maalesef bu durum İslami husuları doğru düzgün öğrenemeyip kulaktan dolma bilgilerle İslamı yaşamaya çalışan insanlardan kaynaklanmaktadır. Tabi bir de buna fitne ehli insanların fitnesi, anne veya babaların evlatlarını korumak maksadıyla ürkütücü şeyler anlatarak onları korumaya çalışması da hurafeyi doğuran sebepler arasında sayılabilir. İnsanların zor durumda kaldığı zaman sığınılacak bir menba olarak gördükleri hurafeler islama çok zarar vermiştir. Uydurulan hurafeler zamanla islamın içeriğinde varmış gibi algılanmakta ve bu durumdan dolayı insanlar olayların gerçek yüzünden uzak kalmaktadır.
İnsanın yaratılış fıtratında da var olan gizemli ve paranormal olaylara ilgi göstermesi,hurafelerin hayatımızın içine yerleşmesini kolaylaştırmıştır. Şehir efsanelerinin artması, insanların islamı yaşamaktan dolayı eksik aldıkları hazzı başka yerlerde aramaları hurafeleri çeşitlendirmiştir. Dilerseniz günümüzde bilinen hurafeleri kısaca sizlerle paylaşalım:
-Nazar boncuğunun nazardan koruyacağına inanılması
Çok yaygın olarak kullanılan bu hurafe aslında içinde gizli şirkte barındırmaktadır. Özellikle masum yavrularımızı koruyacağına inanarak safiyane duygularla kullanılan bu küçücük boncuk toplumumuzda bizi sadece Allah’ın koruyacağı inancından maalesef uzaklaştırıyor. Oysa ki kainatın minyatürü olarak yaratılan,içinde bir çok çeşitlilik ve sistem barındıran insanı kendine hiç bir fayda sağlayamayan bu taşın koruyacağına inanılması bir tezatlık oluşturmaktadır. Şeytan ve insanın amansız mücadelesi kainat yaratılıp ikisinin de cennetten çıkarılmasıyla başlamış ve şeytan da insanı türlü hilelerle kandırarak kendi gibi kovulmuşlardan yapmak için olanca günü harcamaktadır. İnsan ve şeytanın mücadelesini anlattığımız yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
-Türbe, yatır gibi yerlerden medet ummak.
Gizli bir şirk türüdür diyebiliriz. Maalesef türk insanın doğasında var olan torpil olayının bir benzeri diyebiliriz. Haşa Allah’tan istememiz gereken bir isteğimizi türbelere giderek bir nevi türbeyi torpil yapacak bir şey olarak kullanmak bizi farkında olmadan bizleri şirke düşürmektedir. Çünkü insan ölü bir varlıktan medet ummamalı. Ne isteyecekse Allah’tan isteyecek. Çünkü orada yatan bu zatın bize hiç bir faydası olmayacaktır. Türbeye adak adayıp kurban kesmek çaput bağlamak horoz gözü veya kafası gibi şeyler ile bizleri yaşamamız gereken İslamiyetten uzaklaştırarak bizleri şeytanın yolundan yürür hale getirmektedir.
Hurafelerle alakalı yazılarımızın ilk bölümünün sonuna gelirken, lütfen sizler öyleymiş,böyleymiş, vs. şeylerden uzak durmanızı tavsiye ediyorum. Böyle bir durum ile karşılaştığınızda kaynak sorgulayarak doğru kaynaktan doğru bilgiyi almaya çalışmamız lazım. Hiç bir zaman unutulmamalıdır ki kaynağı olmayan hiç bir şeye itibar etmeyin. Mutlu günler…