Bazı kaynaklara göre 1947 bazılarına göre ise 1948 yılında, gizemli bir şekilde, tüm mürettebatı ölü olarak bulunmuş Ourang Medan gemisinin öyküsü, tıpkı “Uçan Hollandalı” veya “Mary Celeste” gibi nesilden nesile anlatılacak olan bir hayalet gemi hikâyesidir.
Sumatra yakınlarında seyreden ticaret gemilerinden bazıları bir dizi anlaşılmaz Mors alfabesi iletisi almışlar, bu iletilerde kaptanın ve mürettebatın büyük bir bölümünün ölmüş olduğu belirtilmişti. Yardım çağrısını alan Amerikan, İngiliz ve Hollanda gemilerinden Ourang Medan’a en yakın olan Amerikan Silver Star gemisi, hemen rotasını değiştirerek yardım etmek üzere harekete geçmişti.
Güverteye çıktıklarında hiçbir yaşam belirtisi olmadığını fark ettiler, her yerde cesetler vardı ve Hollandalı mürettebatın yüzleri adeta acı ve korkuyla doluydu. Gemide yaşayan köpek bile ölmüştü. Kendilerine mesajı ileten haberleşme memurunun cesedini de telgrafın hemen yanı başında bulmuşlardı. Edinilen ilk izlenimlerdeki ortak nokta cesetlerin hepsinin yüzlerinde var olan korku ve şaşkınlık ifadeleriydi.
Silver Star’ın kaptanı, Ourang Medan’ı halatlarla kendi gemisine bağlayıp limana götürme kararı almıştı. Seyir sırasında Ourang Medan’dan gelen dumanı fark etmelerinin hemen ardından acele ile gemileri birbirine bağlayan halatları kesen ekip oldukça şanslıydı çünkü kısa bir süre içinde büyük bir patlama meydana geldi ve Ourang Medan hızla battı.
Ourang Medan’a Ne Oldu?
1952 yılı Mayıs ayında, Amerika Birleşik Devletleri Sahil Güvenlik tarafından yayınlanan bir belgede Hollandalı mürettebatın cesetlerinin bulunduğu andaki durumları tarif edilmiş; yüzlerinin korku dolu bir ifade ile dolu olduğu ve ağızları açık hâlde bulundukları ifade edilmiştir.
Ourang Medan ile ilgili araştırma yapılırken karşılaşılan ilk ve en önemli sorunlardan biri bu geminin resmi kayıtlarda yer almamasıdır. Yaşanan esrarengiz olayın ardından gemi ile ilgili hiçbir kayıt bulunamaması, adeta gemi hiç var olmamış gibi davranılması ilginç bir noktadır. Yazar ve tarihçi Roy Bainton gemi ile ilgili araştırma yaparken “Lloyd Nakliye Kayıtları” ve “Deniz Felaketleri Sözlüğü”ne baktığında Ourang Medan ile ilgili hiçbir bilgiye ulaşamamıştır. Otto Mielke tarafından 1954 yılında Almanca olarak yazılan bir kitapçıkta Ourang Medan ile ilgili ufak tefek bilgilere rastlaması ile araştırma hevesi yeniden canlanan Bainton bu kitapçıkta, geminin ölümcül ve yasa dışı maddeler ile dolu olduğu bilgisine ulaşmıştır.
Bainton’a göre, Potasyum siyanür ve nitrogliserin gibi ölümcül maddeler taşıyan geminin kayıtlardan neden silindiğinin açıklaması burada yatmaktadır. Laboratuvar ortamındaki yüksek güvenlik şartları altında bile yeterince tehlikeli ve ölümcül olan bu maddeler fırtınalı denizde, zor şartlarda ilerleyen bir gemi için kâbus olmasının yanı sıra geminin batmasından hemen önceki patlamayı da aydınlatmaktadır. Bainton, bu maddelerin Japon bilim adamlarının oluşturduğu bir kurul tarafından üretilen sinir gazı olduğunu veya biyolojik silah kaçakçılığı yapıldığını söylemektedir.
Gemi İle İlgili Diğer Teoriler
1953 yılında Frank Edwards ve Robert Hulse, olayın bir UFO tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini savunmuşlardır. Mürettebatın bilinmeyen nedenlerden dolayı saldırıya maruz kaldığını söyleyip buna kanıt olarak da kargo bölümündeki doğal olmayan soğuk havayı ve mürettebatın yüzlerindeki belirgin bir nedenden kaynaklanmayan korku dolu ifadeyi göstermişlerdir.
Ourang Medan’daki denizcilerin hayatına doğaüstü güçler, uzaylılar, savaştan sonra üretilmeye çalışılan korkunç biyolojik silahlar mâl oldu gibi görüşler var ancak tüm bunların yanı sıra sorun basit bir kaza da olabilir. Olayın doğal yollarla meydana gelen bir kaza olduğunu düşünenlere göre deniz tabanındaki bir çatlaktan açığa çıkan metan gazı kabarcıkları mürettebatın ölümüne sebep olmuştur.
Yazar Vincent Gaddis 1965 yılında yayınladığı “Görünmez Ufuklar” adlı kitabında mürettebatın gözden kaçmış bir yangın sonucunda karbon monoksit zehirlenmesi ile ölmüş olabileceğini ve kazan dairesindeki bir arıza sonucunda patlama sonucu batmış olabileceğini söylemiştir.
Ourang Medan’ın komplocu bir grup tarafından resmi kayıtlardan silinmesi ile birlikte geriye kafa karıştıran detaylardan başka bir şey kalmamıştır. Amerikan Sahil Güvenliği geminin varlığını kısmen onaylasa da konunun araştırmacılar tarafından yeterince üzerine gidilmemesi nedeniyle Ourang Medan, denizciler arasında anlatılıp duran bir hayalet gemi hikâyesi olmaya mahkûmdur.
Bu yazı www.gizemlidunyam.com Sitesine Aittir. Kaynak Gösterilmeden Başka Sitelerde Yayınlamak Yasaktır.