Büyük İskender ; M.Ö. 3000’li yıllarda yaşamış Büyük İskender 13 yıl içerisinde neredeyse dünyanın yarısını fethederek muhteşem bir büyük bir komutan olmuştur. Diğer bir ismi ”Megas Aleksandros”tur. Büyük İskender’in babası II. Filip oğluna Boukephalos adında bir at hediye eder. Efsaneye göre ”kendi gölgesinden bile korkan at baya huzursuzluk yaratır; bu nedenle İskender atı Güney’e doğru götürür ve Güney fetihleri başlar. Atın ölümüyle Güney seferinden geri döner. At o kadar önemlidir ki birçok yere heykeli yaptırılır, hatta para üzerine resmi basılır.
Babası Makedonya krali II. Filip annesi ise Yunan asıllı asil bir aileden gelen Olimpiya’dır. II. Filip Yunan şehirlerini alarak Yunan birliğini kurmuştur. Bu sırada Büyük İskender prens olarak taht için yetiştiriliyordu. II. Filip’in bir suikat sonucu öldürülmesiyle İskender 20 yaşında bile değilken tahta çıkar. Tahta çıktığı sıralarda düşmanları çoğalmış ve birçok yerde ayaklanma başlamıştır. Tahta çıktıpı sırada daha bebek olan üvey kardeşini öldürtüp, bşrçok devlet adamını idam ettirerek farklı bir politika izlemiştir. İskender Aristo’dan aldığı derslerin etkisiyle tıp ve bilime ilgi duydu.
Kral olduktan sonra Korintos’daki Helen biriliği meclisinde birliğin Hegemonu ve Başkomutanı seçilmiştir. Makedonya’ya dönerken Trakyayı da işgal etti. Büyük İskender Tuna’nın öbür yakasına geçip, Getaları dağıttıktan sonra Makedonya’yı dağıtmaya, istila etmeye çalışan İliryalıları bozguna uğrattı. Çok küçük yaşından beri savaş eğitimi alan Büyük İskender ”sadece fethetmek için yaratıldığını” öne sürmüştür. Her zaman fethetme politikasıyla hareket edip, topraklarını genişletmiştir.
İskender Kuzey de savaşırken Thebes şehri Atinalılarla iş birliği yaparak Makedonya’ya karşı ayaklandı ve bu ayaklanmaların sebebi İsker’in öldüğü dedikodularıydı. İskender bunun üzerine Thebes şehrini işgal etti ve bütün binaları yıktı, şehirde 30.000 civarı halkı köle pazarlarına sattı. Atinaya egemenliğini ilan edip, gücünü gösterdi.
Büyük İskender’in Savaşları
Kuzeyden sonra İskender Doğu’ya gitti. Pers imparatorluğunun güç kaybetmesiyle Perslere sefer hazırlamayı düşündü. Persler sayıca üstün olmasına rağmen ordularında bir başkomutan yoktu. Darius bunları dikkate almadı ve orduya bir başkomutan seçmedi. M.Ö. 334 yılında Granikos’da Persliler ve Makedonya orduları ilk kez karşı karşıya geldi. Persliler stratejik bir hata yaptı ve bu hata onlara pahalıya patladı. Büyük İskender bu hatayı fark edip Pholemaos başkomutanlığında hücuma başladılar.
Büyük İskender’in ordusu nehri geçerek saldırıya devam etti. Persliler savaş sırasında İskender’e ulaşmaya çalıştı. Darius’un damadı İskender’i omzundan yaraladı fakat bu yaralama Darius’un damadının ölümüne sebep oldu ve orada can verdi. Bir süre sonra Pers ordusu geri çekild. Büyük İskender kuşatmaya devam etti. Perslilerden teslim olan askerlerin çoğu paralı Yunan askerleriydi. Perslilerden çoğu asker öldürüldü, çoğu da tutsak edildi.
Pers ordusunu yenen Büyük İskender’e Asya kapıları açılmış oldu. Persliler büyük bir yenilgiye uğratılmış oldu. İskender birçok kenti egemenliği altına aldı. Daha sonra Darius İskender’den intikam alma iç güdüsüyle Kilikya’ya doğru yola çıktı. Darius tekrardan stratejik hata yaparak daracık vadilerden ordusunu geçirmeye çalıştı. Büyük İskender M.Ö 333 yılında Darius’la Ayaş Ovasında tekrardan karşı karşıya geldi. İskender’den korkan Darius geri kaçmaya başladı.
Darius’un kaçtığını gören ordusu geri çekildi. Darius kaçarken İskender ailesini yakalayıp tutsak etti. Bu savaştan da aldığı yenilgi Darius’un cesaretini oldukça kırmıştı. Bu yenilgi sonucunda Darius Büyük İskender’e elçi göndererek barış imzalamak istedi. İskender’i barışa ikna edemeyince yeni ordu kurmak zorunda kaldı. Gaugamela ovasında karşı karşıya geldiler. Darius savaş sırasında yenildiğini anlayınca kaçtı, kaçtığını anlayan ordu parçalandı. Makedonlar buradaki Pers toprakların ulaştı. Kısa sürede her yer yağmalandı. Büyük İskender Pers seferini büyük bir zaferle sonlandırdı.
Büyük İskender Nasıl Öldü?
Dünya tarihinin en ünlü ve büyük komutanlarından biri olarak kabul edilen Büyük İskender, M.Ö 356- M.Ö 323 yılları arasında yaşamıştır. Doğduğu sırada, Artemis Tapınağı’nın yıkıldığı ve meteor yağmuru olduğu söylenmektedir. Babası Kral Philip’in koruması tarafından öldürülmesi üzerine, 20 yaşında Makedonya kralı olan İskender’e çok geniş topraklar üzerinde hâkimiyet kurmuş olması sebebiyle “Büyük” lakabı verilmişti. Dünyayı fethetmek arzusunda olan İskender, sadece 33 yıl yaşamış olmasına rağmen, kısa sürede pek çok yeri fethetmiş ve dünya tarihinde önemli izler bırakmıştır.
Aristoteles’ten ders alan İskender, edebiyat ve spora önem vermekle beraber başka kültürleri öğrenmeye de oldukça meraklıydı.
Büyük İskender’in Fetihleri
Makedonya Kralı olduğu sırada, hüküm sürdüğü topraklarda birbiri ardına çıkan ayaklanmaları sert bir şekilde bastırması sonucu, Sparta hariç tüm Yunan eyaletleri onun egemenliğini kabul etmek durumunda kalmıştı. Bu olayın ardından yeni topraklar ele geçirme isteği ile İran seferine çıktı.
Bugün Çanakkale’nin Biga ilçesinde yer alan bir akarsu olan Granikos’ta karşı karşıya gelen iki ordu arasında yapılan savaşta Pers Kralı’nın, sayıca daha üstün olan ordusunu yenmeyi başardı ve böylece Asya’ya geçişi kolaylaştı. Yine bu savaşın hemen ardından Batı Anadolu’nun tamamını ele geçirmişti. Fenike’yi de aldıktan sonra Filistin’i ele geçirdi ve hemen ardından Mısır’a doğru yol aldı. Pers egemenliği altında yaşayan Mısır halkı, İskender’e kurtarıcı gözüyle baktığından onu Firavun ilan etmişlerdi ve buranın alınması kolay olmuştu. Nil nehri kıyısında kurulan İskenderiye şehri adını, Büyük İskender’den almaktadır.
Birbiri ardına yaptığı önemli fetihler ile zengin toprakları ele geçirmekteydi; Hindistan’ı da alması sonucu daha da zenginleşti ve böylece kısa sürede dünyanın en zengin hükümdarlarından biri olmayı başardı. Hindistan’da Aleksandreia Nikaia ve ölen atının adı olan Boukephalia adında iki şehir kurdu.
Rivayete göre babası Kral Philip’e hediye edilmiş olan Boukephalia oldukça huysuz bir atmış ve İskender onu kulağına bir şeyler fısıldayarak sakinleştirip yola getirmiş. Bundan sonra at, Hydaspes Savaşı’nda ölene dek başka hiçbir ata binmemiş. İskender ile ilgili söylencelerden biri de ünlü filozof Diyojen ile aralarında geçtiği söylenen şu diyalogtur: Corinth kentine geldiğinde Diyojen’i ziyaret eden İskender, filozofa “Dile benden ne dilersen.” dediğinde meşhur, “Gölge etme başka ihsan istemem.” cevabını almıştır.
Asya ile Avrupa kıtalarını birleştirme isteğinde olan Büyük İskender, 15 yıl süren fetih savaşlarında yenilgi almamıştır. Ele geçirdiği geniş topraklar sayesinde Mısır Firavunu, Pers Kralı, Makedonya Kralı ve Asya Kralı unvanlarını aynı zamanda elinde bulundurmuştur. Fethettiği yerlerdeki halk tarafından kimi zaman bir kahraman kimi zaman da acımasız bir komutan olarak nitelendirilen Büyük İskender, destanlarda da halk hikâyelerinde de yer almış, pek çok ulusun kültürünü derinden etkilemiştir. Bizanslılar tarafından İpek Yolu’nu açan kral olarak bilinen İskender, Türk tarihinde Makedonyalı İskender ya da İskender Rumî olarak bilinmektedir.
Büyük İskender’in Ölümü Hakkındaki Teoriler
Tarih boyunca araştırmacılar ve bilim adamları tarafından Büyük İskender’in ölüm şekli ile ilgili değişik teoriler ortaya atılmıştır. Sıtma hastalığına yakalanması sonucu öldüğünü söyleyenler olduğu gibi, sinekler tarafından bulaştırılan Batı Nil Virüsü’nün de onun ölümüne sebebiyet vermiş olabileceği tartışılmıştır.
Bazı bilim adamları ise Büyük İskender’in Yunanlar tarafından kusturucu özelliği dolayısıyla kullanılan ancak fazla kullanıldığı takdirde zehirlenmeye sebep olan Akçöpleme adı verilen bir bitki ile zehirlenmiş olabileceği ihtimali üzerinde durmuşlar ve onun çok sayıda düşmanı olduğundan bu ihtimalin daha kuvvetli olduğunu öne sürmüşlerdir. Bir başka varsayıma göre ise; Hindistan’ı aldıktan sonra Arabistan’ı ele geçirmek üzere sefere çıkmayı planlayan Büyük İskender, içkili bir eğlence sonrasında hastalanmış ve bu planını gerçekleştiremeden ölmüştür.
Altın bir tabut içinde Mısır’a götürülüp büyük bir törenle gömülmüştür. İmparator’un cesedi bulunamadığından bütün bu teorilerin ispatlanması, hangi sebeple ölmüş olduğunun açığa çıkarılması mümkün olmamıştır.