Teşkilat-ı Mahsusa Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde 1914 yılında kurulmuştur. Kuruluş amacı bütün islamları bir bayrak altında toplamak ve Pantürkizmi hakikat sahasına sokmaktır. Teşkilat-ı Mahususa hakkında günümüze ulaşan belgeler ve bilgiler kısıtlıdır. Mevcut olan bilgilere ulaşmakta zordur. Bu Teşkilatın kurucu Enver Paşadır. Ayrıca teşkilatın içinde Rauf Orbay, Ali Fethi Okyar ve Nuri Conker gibi isimlerde bulunuyordu. Almanların güçlü istihbarat yapısını gören Enver Paşa bu teşkilatı kurmuştur.
1. Dünya savaşının başladığı sıralarda 11 Kasım’ da İttihat ve Terakki Teşkilatı Genel Merkezi‘nde Enver Paşa‘nın önerisiyle Teşkilat-ı Mahsusanın temeli atılmıştır. Enver Paşaya göre bu teşkilat sayesinde ülkedeki çeteler silahlandırılacak ve düşmanla savaşacaktı. Bu teşkilat gizli çalışmış ve bütün her şeyini gizli tutmuştur. Doktor Philip Hendrick Stoddard Teşkilat’ı Mahsusa kitabında bu teşkilatın illegal olarak çalıştığını yazmıştır. Teşkilat-ı Mahsusa Enver Paşa’nın ve arkadaşı Binbaşı Süleyman Askeri‘nin yönettiği ve İttihat Terakki Genel Merkezi’nin Batı Trakya ile ilgili kararlarını uygulamakla görevli bir örgütün büyümesiyle oluşmuştur. Kuşçubaşı Selim Sami ve Eşref kardeşler, Çerkez Reşit, Hüsrev Sami gibi isimler bu kuruluş için çalışmıştır. Teşkilatın amacı bütün islam birliklerini bir bayrak altında toplamaktır. Diğer bir amacı ise Turan ülküsünü gerçekleştirmektir.
Bu Teşkilat İtalyanlarla, Bulgarlarla, Yunanlılara ve İngilizlere karşı direniş göstermiştir. Birinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Kuvay-ı Milliye ve Müdafaa-i Hukuk gruplarının önde gelen liderleri Teşkilat-ı Mahsusa üye olan isimlerdir. Hüsamettin Bey bu teşkilatın başındaydı. Teşkilat-ı Mahsusa arşivleri 1918 yılında İttihak ve Terraki liderleri tarafından yurt dışına gidilmeden önce imha edilmiştir. Teşkilat ilk kez 1911 yılında Trablusgarpda asker çıkartmasıyla duyulmuştur. Osmanlı Devleti bu savaşa doğrudan katılmadığı için Trablusgarp’taki direniş Teşkilatı Mahsusa tarafından yapılmıştır. Bu dönem de önemli isimlerden Mustafa Kemal, Rauf (Orbay), Fethi (Okyar), Nuri Teşkilat ajanı olarak Libya’da bulundular. Osmanlı Devletin bunun sonuncunda savaş tazminatı olarak 12 adayı İtalyanlara vermek zorunda kaldı.
Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlerin Basra’yı ele geçirmesi üzerine, Süleyman Askeri, Kürt ve Arap aşiretlerinden derlediği bir grubu İngilizlere karşı saldırılar düzenledi ve Abadan’daki petrol tesislerini yaktı. Buna tepki olarak harekete geçen İngilizler, Türk ordusunu Şuaybe’de ağır bir yenilgiye uğrattılar. Bu olaydan etkilenen Süleyman Askeri intihar etti. Daha sonra 29 Nisan 1916’da Von der Goltz Paşa Komutasındaki Osmanlı 6. Ordusu’nun İngiliz birliklerini Kut’ül Amara’da yenilgiye uğratıp esir almaları Nuri Paşa ve Rauf Bey yönetiminde bir Teşkilat-ı Mahsusa birliği savaşta tarafsız olan İran ve Afganistan’a girerek burada yerli kuvvetlerden oluşturacağı birliklerle İngilizleri vurmayı denedi. Mareşal Liman von Sanders’e göre bu macera, Irak’taki Türk yenilgisi oldu.
Ermeni soykırımı iddialarını savunanlara göre bu soykırımı yapanların Teşkilat-ı Mahsusa adındaki örgüt olduğudur. Guenter Lewy’e göre bu iddiaların dayanacağı doğrudan kaynak yok, belirtilen varsayımların hepsi kuşkuludur. Stoddart’a göre, Teşkilat-ı Mahsusa, Ermenilerin sınır dışı edilmesinde herhangi bir etkisi yoktur. Teşkilatı Mahsusasını en önemeli isimleri şunlardır: Enver Paşa , Binbaşı Süleyman Askeri, Eşref Sencer Kuşçubaşı, Zenci Musa, Yakub Cemil, Dr. Bahattin Şakir, Mithat Şükrü Bleda, Ohrili Eyüb Sabri, Fuat Balkan, Teğmen Hilmi Musallimi, İsmail Canbulat, Piyade Subayı Rasuhi Bey, Filibeli Hilmi Bey, Şerif Burgiba, İbn ür-Reşit, Nuri Killigil, Halil Kut Paşalar, Ali Fethi Okyar, Hacı Selim Sami, Ali Çetinkaya (Kel Ali), Sadık Bey (İlk teyyareci şehitlerinden biri), Çerkes Reşit Bey, Ahmet Fuat Bulca, Nuri Conker ve Rauf Orbay’dır.
Bu yazı www.gizemlidunyam.com Sitesine Aittir. Kaynak Gösterilmeden Başka Sitelerde Yayınlamak Yasaktır.