Tunguska Olayı; Sibirya’daki Tunguska Irmağı’na yakın bir bölgede, 30 Haziran 1908 yılında müthiş bir patlama meydana geldi. Sabahın erken saatlerinde meydana gelen bu patlama ile civarda yaşayan köylülerin evleri şiddetle sarsıldı ve bunun hemen ardından bir basınç dalgası meydana geldi. Patlamanın öncesinde gökyüzünün kızılımsı bir renge bürünmesi, halkta korkuya neden olmuştu. Olanlara bir anlam veremeyen insanlar, kıyametin koptuğunu düşünmeye başlamış ve paniğe kapılmışlardı.
Tunguska Olayı ile İlgili İlk Çalışmalar
Bölgeye gidip ilk incelemelerde bulunan Rus bilim adamı Leonid Alekseyeviç Kulik, 1927-1930 yılları arasında yaptığı incelemeler sonucunda köy halkı ile görüşmüş ve onlardan olayın nasıl yaşandığını öğrenmeye çalışmıştır. Patlamanın gerçekleştiği yere yaklaşık 60 kilometre uzaklıktaki bir köy olan Wanawara’da yaşayan insanların anlattıklarına göre önce bir ateş topu belirmiş, sonrasında ise şiddetli bir sarsıntı yaşanmış ve aynı zamanda sıcak hava dalgaları oluşmuştu. Ayrıca, çevreye yayılan gazlar nedeniyle Sibirya’da gökyüzü geceleri parlak bir hâl almıştı.
Sık ormanlarla kaplı bir bölgede meydana gelen patlama yakınlarda yaşayan Tunguz halkının eşyalarına ve hayvanlarına zarar vermiş. Ormanda yangın çıkmasına neden olmuştu. Olayın, yerleşim birimlerinin uzağında meydana gelmesi nedeniyle ölen insan olmaması, sadece bitki örtüsünün yok olmuş olması ve daha da önemlisi hayvan sürülerinin telef olması ilginçtir ve akıllarda soru işaretleri kalmasına neden olmuştur.
İnsanlara bir şey olmazken metal eşyaların erimesi, ren geyiklerinin yanarak telef olmaları ve sonradan yapılan incelemelerde, üzerlerinde radyasyon kalıntılarının bulunması aydınlatılamamış noktalardan bazılarıdır. Aynı şekilde ağaç gövdelerinde de radyasyona rastlanması, olayın nükleer bir patlama olabileceğini de düşündürmüştür.
Tunguska Olayı’nın Etkileri
Tunguska’da meydana gelen bu Tunguska Olayı, sadece o bölgeyi değil Avrupa ve Asya kıtalarının bir bölümünü de etkilemişti. Avrupa’da sismik hareketlilik tespit edilmiş, meydana gelen şok dalgası ile Dünya’nın manyetik alanında bazı değişimler olduğu anlaşılmıştı. Aynı şekilde Asya’da da kızılımsı ışıklar görülüyor, havanın geniş bir toz bulutu ile kaplı olduğundan bahsediliyordu. Etkileri geniş bir alana yayılmış olmasına rağmen, o sırada Rusya’nın yaşamak üzere olduğu rejim değişikliğinden kaynaklanan sebeplerle olayın üzerine fazla gidilmedi ve yerel basından yayınlanan birkaç haber sonrasında unutuldu.
Sonradan yapılan incelemelerle birlikte patlamanın nedeni olarak bir kuyruklu yıldız ya da asteroidin havada patlaması gösterilmiş ancak patlamanın meydana geldiği yerde meteor parçalarına rastlanamamıştı. Uzun yıllar boyu üzerinde konuşulan ancak neden olduğuna dair net bir karara varılamayan olayla ilgili çeşitli teoriler ortaya atılmaya devam edildi. Tunguska patlamasının, karadeliklerin etkisi sonucu meydana gelmiş olabileceğini öne sürenler olmakla beraber; UFO olabileceğini düşünenlerin de varlığı az değildi.
Tunguska’da yaşanan olayı, bir karadeliğin Dünya’dan geçmesine bağlayan A.A Jackson’ın teorisi fazla rağbet görmedi. Onun söylediklerini çürüten bilim adamlarına göre, olay bu şekilde cereyan etmiş olsaydı, karadeliğin aynı şekilde Dünya’nın diğer ucundan çıkması ve benzer etkileri burada da göstermesi gerekirdi. A. Kazantsev ise olayın bir uzay aracının gökyüzünde patlaması sonucu meydan geldiğini öne sürdü. Ona göre, Baykal Gölü’nden su almaya gelen uzaylıların aracı, atmosfere girdiğinde sürtünmeden dolayı yanmış ve bu büyük patlama gerçekleşmişti.
Yıllar sonra konu ile ilgili araştırma yapanlardan biri olan Rainer Weiler ekibi ile birlikte, olayla ilgili toplanan tüm bilgileri, teknolojinin desteğini kullanarak bilgisayar ortamında bir araya getirmiş ve o gün yaşananları tekrar canlandırmaya çalışmıştır. Bunun sonucunda Tunguska olayına açıklık getirmeye çalışmışlar, vardıkları sonuç ise şu olmuştur: Atmosfere giren bir kuyruklu yıldız gökyüzündeyken, henüz yüzeye çarpmadan çok küçük parçalara ayrıldı. Yere çarpmadan parçalanması sebebiyle atmosferde dirençle karşılaşarak hem etki alanı genişlemiş oldu hem de ortaya çıkan enerji çok daha hızlı bir şekilde ısı ve ses enerjisine dönüşerek tahribat alanı genişledi. Atmosferde yaşanan bu patlama ile birlikte bir sıcak hava dalgası oluştu ve toz hâlindeki kuyruklu yıldız parçaları dünyaya yayıldı.
Bu yazı www.gizemlidunyam.com Sitesine Aittir. Kaynak Gösterilmeden Başka Sitelerde Yayınlamak Yasaktır.
